Erzurum Büyükşehir Belediyesi Osmanlı Âlimi Ebubekir Efendi’yi düzenlediği programla andı. “Erzurum’dan Güney Afrika’ya Bir Osmanlı Âlimi: Ebubekir Efendi” programına katılan Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, burada yaptığı konuşmada, “Anadolu’dan başlayarak üç kıtada hüküm sürmüş ecdadımızın, sadece fetih düşüncesiyle hareket etmeyip, uzak coğrafyalara medeniyetini taşıyan âlimlerini gönderdiği tarihi bir vakadır. Bu üstünde durulması, araştırma ve inceleme yapılması gereken bir husustur. Uzakdoğu’dan, Brezilya’ya, Güney Afrika’ya kadar medeniyet taşıma arzusu ecdadımızın bir mefkûresidir” dedi. “Osmanlı yurdu, edebiyatın, sanatın, siyasetin, ilmin kısacası medeniyetin inkişaf ettiği topraklardır” diyen Başkan Sekmen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yetiştirdiğimiz sanat ve ilim adamları dönemin birçok ilmine haiz insanlardı. Öyle ki; sömürge imparatorluğu kurmuş olan İngiltere, Güney Afrika’da, sömürgesindeki Müslümanların sorunlarını çözmek için (aslında rahat edebilmek için) Osmanlı’dan yardım istiyordu. Osmanlı’dan, oradaki kargaşayı çözmek, barışı sağlamak üzere yetkililer talep edebiliyordu. Osmanlı’nın çöküş sürecinde, İngiltere’nin ise yükselişte olduğu dönemden bahsediyoruz. Ecdadımızın nasıl bir medeniyet kurduğunu anlamak için, Güney Afrika’ya, Müslümanların eğitimi ile farklılıklarına rağmen bir arada yaşayabilmelerini temin için onlara örnek olmak üzere gönderilen Ebubekir Efendi’nin hayatına bakmak yeterli olacaktır.”
AFRİKA’YA UZANAN İLİM YOLCULUĞU
Ebubekir Efendi’nin önemli bir ilim adamı olduğunu ifade eden Başkan Sekmen, şunları kaydetti: “Şimdi diyorlar ya, ‘Ne işiniz var Suriye’de, ne işiniz var Irak’ta?’ Ama o gün bizim ecdadımız Afrika kıtasının en ucundaki Güney Afrika’ya gidiyor. Erzurum’dan bir ilim adamı İstanbul’a davet ediliyor. İstanbul’dan da ta Afrika’ya oradaki birlik ve beraberliği sağlamak üzere gönderiliyor. Ebubekir Efendi, oraya gidinceye kadar oradaki Müslümanlar arasında İslam’ın bir emri olan örtü nedir bilinmiyor. Oradaki Müslümanlar örtünmenin farz olduğunu Ebubekir Efendi’nin oraya gidişiyle beraber öğreniyorlar. Allah’ın böyle bir emrini oraya taşıyor. Osmanlı’nın çöküş sebeplerinden birini de eğitimin yozlaşmasına bağlıyorlar. Ama bakıyoruz ki bunda bir yanlışlık olabilir çünkü Ebubekir Efendi’nin ta buradan Güney Afrika’ya ilim öğretmek, İslam’ın gerçeklerini anlatmak üzere gittiğini de görüyoruz. Ebubekir Efendi, Erzurum’da, o zaman Sarayönü adıyla bilinen bir medresenin müderrislerinden, yani günümüz tabiriyle üniversitenin profesörlerinden biridir. Günün Padişahı Abdülaziz Han oraya gönderiyor. Ebubekir Efendi, genel anlamıyla Osmanlı’nın, hususi olarak Erzurum’un kıymetlerinden biridir. Şairin dediği gibi; yaşam bugünü düne eklemektir. Bizler bugünü yorumlamak için dünü anlamak zorundayız. Dün dediğimiz şey bizim tarihimiz, ecdadımız, değerlerimiz, medeniyetimiz, birliğimiz ve beraberliğimizdir. Kıymetli şahsiyetlerin hayatlarını ve kabiliyetlerini bu nevi programlarla gündeme taşımak, hem tarihe, hem ecdadımıza vefamızın göstergesidir. Hem de genç nesillere bu gerçekleri anlatmanın, tanıtmanın da bizlerin vazifeleri arasında olduğunu ifade etmek isterim. Ebubekir Efendi’yi ve onu yetiştiren Osmanlı ülküsünü hatırlatmak maksadıyla tertip ettiğimiz bu programların devam edeceğini de hatırlatmak isterim.”
“CAPE TOWN İLE KARDEŞ BELEDİYE OLACAĞIZ”
Başkan Mehmet Sekmen, söz konusu programın aynı zamanda Güney Afrika ile olan daha güçlü dostluklara vesile olduğunu bildirdi. Sekmen, şöyle konuştu: “Güney Afrika’ya gittiğiniz zaman sadece orada Ebubekir Efendi’nin olmadığını, paşalarımızın, askerlerimizin de oralarda mezarlıklarının olduğunu görmeniz mümkün. Buralardan oralara ilim adamları, Osmanlı paşaları, Osmanlı askerleri gitmişler, oralara yerleşmişler, orada kalmışlar, oralar kabristanları, mezarları olmuş. Ne büyük milletiz ki dünyanın neresine giderseniz gidin oralarda bunları görmeniz mümkün. Bu insanlarımız tabi bir de oralarda eğitimleriyle, görevleriyle iz bırakmışlar. Osmanlı değin zaman, Türkiye dediğin zaman hepsi bunu biliyor ve ‘İyi insanlardı, güzel insanlardı’ diye de hep anıyorlar. Ecdadımız bu ruhla oralara varmışlar, görevlerini yapmışlar. Biz de, Ebubekir Efendi’nin Erzurumlu olduğunu, Erzurum’dan gittiğini ve orada çocuklarının 1. Dünya Savaşı’nın başında, Osmanlı’nın Dışişleri Bakanlığı’na bağlı elçilikler yaptıklarını, dünyanın başka yerlerine görevli olarak gittikleri öğrendik. Hatta Ebubekir Efendi’nin medrese olarak, okul olarak eğitim verdiği yerin bugün maalesef kulüp binası olarak kullanıldığını tespit ettik... Biz de ‘Ebubekir Efendi’nin torunlarından Hişam Nimetullah Bey’i davet edelim’ dedik. Ailenin en büyüklerinden, Ebubekir Efendi’nin oğullarını gören aileden iki kişiden biri. Dedik ki, buraya gelsinler, eşiyle beraber misafirimiz olsunlar ve Erzurum ile Güney Afrika arasında bir bağ kuralım. Güney Afrika hakikaten gelişmiş bir ülke. Milli geliri 20 bin doların üzerinde, 40 milyonun üzerinde bir nüfusa sahip, gelişmiş bir ülke… Bizim daha çok gidip gelmemiz, ilişkilerimizi geliştirmemiz gereken ülkelerden biri… Türkiye’de üretilen ürünleri oraya, oralarda uygun olan ham madde, mamul maddeleri de buraya taşıyacağız. Karşılıklı dış ticaretimizi artıracağız ve daha çok ihracat yapan bir ülke konumuna geleceğiz. Bugün bize Cape Town Belediye Başkanı’ndan da bir hediye getirdiler. Biz de bu dostluğu başlatmak üzere hediyemizi Erzurumlular adına takdim ediyoruz. İnşallah en yakın zamanda Cape Town Belediyesi ile kardeş belediye olacağımızı buradan ifade ediyoruz.”