ATATÜRK’ÜN ERZURUM’A GELİŞİNİN 100. YIL DÖNÜMÜ TÖRENLERLE KUTLANDI
Gnc.T:04.07.2019

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Erzurum’a gelişinin 100’üncü yıldönümü kentte törenlerle kutlandı. Tören, Atatürk’ün şehre giriş yaptığı tarihi İstanbulkapı önünde düzenlenen yürüyüşle başladı. Yürüyüşe Erzurum Valisi Okay Memiş, 9. Kolordu Komutanı Tümgeneral Veli Tarakçı, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, yargı üyeleri, askeri erkân, kurum amirleri ve vatandaşlar katıldı. İstanbulkapı’dan başlayan kortej yürüyüşü Havuzbaşı’ndaki Atatürk Anıtı önüne kadar devam etti. Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu, saygı duruşu ve akabinde okunan İstiklal Marşı ile devam eden törende Başkan Sekmen, günün anlam ve önemini ifade etti. Sekmen, “Bundan 100 yıl önce yurdun kimi bölgelerinde devam eden işgal faaliyetlerinin yanı sıra, Erzurum’u ve bu bölgeyi de işgal planlarına dâhil eden İtilaf Devletleri’nin, milletimizin bağımsızlık ve hürriyet aşkı, ilaveten azim ve kararlılığı karşısında çaresiz kaldığı ve dahi korkudan titremeye başladığı gündür” dedi. “Bugün, Rus işgalleri ve Ermeni mezalimini yaşamış; hunharca katliamlara maruz bırakılmış, işkencelerin ve soykırımların en acısını yaşamış bir kentin, yani Erzurum’un, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğü uğruna en milli, en yerli ve de en ulvi mücadeleyi başlattığı gündür” diyen Başkan Sekmen, şunları kaydetti: “Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın, kendi ifadesiyle; ‘Benim Erzurum’a gelişim, bütün milletin ateşten bir çember içerisine alınmış olduğu bir zamana rastladı’ dediği… Ve yine Paşa’nın, milletin bir bütün olduğunu ve kesinlikle parçalanamayacağını; hele hele manda ve himayenin ki, asla kabul edilemeyeceğini, tüm dünyaya ilan etmek için Erzurum’a geldiği gündür… Malumunuz üzere; Erzurum, tarihin hemen her döneminde çok önemli bir rol üstlenmiş, gerek politik ve gerekse stratejik konumu itibariyle de, sürekli işgal ve savaşlarla karşı karşıya kalmıştır. Kadim şehrimizin birbirinden farklı medeniyetlere beşiklik etmiş olması, işte tam da bu yüzdendir. İlaveten Erzurum insanının cesur, gözü kara, fedakâr, koruyan ve savunan bir nitelikte oluşu da, esasen bundan dolayıdır.”

BAŞKAN SEKMEN ZAKİR BEY’İN TELGRAFINI HATIRLATTI

Başkan Sekmen, konuşmasında Milli Mücadele döneminde Erzurum’un Belediye Başkanı olan Zakir Bey’in emperyalistlere gönderdiği telgrafa da yer verdi. Sekmen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Düşünün ki; İzmir, 15 Mayıs 1919’da Yunanlılar tarafından işgal edilirken, Anadolu’dan ilk ve en büyük kitlesel tepkiyi, 18 Mayıs 1919’da Erzurum göstermiştir. Dadaşlar, bundan tam 100 yıl önce hınca hınç doldurdukları eski hükümet meydanında emperyalist güçlere adeta meydan okumuştur. Dönemin Belediye Başkanı Zakir Bey’in; İtilaf Devletleri’nin İstanbul temsilcileri ile ABD Başkanı Wilson’a gönderdiği ders niteliğindeki telgraf ise, Erzurum’un ve Erzurum halkının hürriyet ve bağımsızlığına ne kadar düşkün olduğunun en somut kanıtlarından birisidir. Zakir Bey; gönderdiği telgrafta şu ifadelere yer vermiştir: ‘İşgal güçlerine göre; Müslüman olmaktan başka bir suçu olmayan Türk, yok edilmek istenmektedir. Biz, sonucu ne olursa olsun İzmir’in yanındayız ve toprağımızın başındayız… Ölümü şimdiden seçtik, haberiniz olsun!’ İşte milletin birlik ve beraberliğini tam anlamıyla ifade ediyor olması açısından Erzurum’da sergilenen bu duruş, Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı daha da cesaretlendirmiş ve Paşa Erzurum’daki bu mitingin ardından yönünü hemen ertesi gün Samsun’a çevirmiştir. Kaldı ki; Mustafa Kemal Atatürk’ün Erzurum’a geldiği 3 Temmuz 1919’da Ilıca’da karşılaştığı Mezararkalı Mevlüt Ağa, tarihe altın harflerle geçecek o sözleri sarf etmiş; Erzurum’un Anadolu için ne kadar önemli olduğu bu sözlerle bir kez daha ortaya çıkmıştır. Mezar arkalı Mevlüt Ağa’nın; ‘Duydum ki, Erzurum’u Ermenilere vereceklermiş… Hele geldim bakayım ki, kimin malını kime veriyor bunlar!’ şeklindeki sözleri, Mustafa Kemal’e bundan 100 yıl önce, yani tam da bugün ‘Bu milletle neler yapılmaz ki!’ dedirtmiştir. Nitekim öyle de olmuştur. Bağımsızlık davasına inanmış yüce Türk milletinin başlattığı Milli Mücadele davası, önce kongre salonlarına, ardından meclis kürsüleri ve cephelere taşınarak, millet egemenliğine dayalı, bağımsız yeni bir Türk devletinin temelleri atılmıştır. İşte bu yüzden Erzurum demek; Türkiye Cumhuriyeti demek, Türkiye Cumhuriyeti demek, Erzurum demektir. Erzurum, milli ruh ve iradenin sembolü, bağımsızlık ve hürriyet aşkının en güzide tarifidir. Öyle ki ‘Erzurum’da gördüğüm içtenlik, mertlik, gönülden bağlılık, benim memleketi kurtarmak için her türlü özveriyi yapmam konusundaki azim ve gücümü arttırmıştı’ diyen de, yine Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de ta kendisidir.”

ERZURUM’UN ATATÜRK’E OLAN SEVGİSİ

Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, konuşmasında kadim şehrin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e olan sevgisini de dile getirdi. Başkan Sekmen, sözlerini şöyle tamamladı: “Mustafa Kemal Paşa’nın siyasi hayatında Erzurum’un yeri şüphesiz çok büyük ve önemli olmuştur. 3 Temmuz’dan sonraki süreçte Erzurumlular, Mustafa Kemal Paşa’yı milli mücadelenin lideri olarak görmek ve bu kıvancı yaşamak düşüncesi ile 10 Temmuz 1919’da kendisini Vilâyât-ı Şarkiye-i Müdafaayı Hukuk Cemiyeti’nin başkanlığına layık görmüştür. İlaveten Erzurum Kongresi’nin başkanlığına da seçilen Mustafa Kemal Paşa, kongre sonunda milli mücadelenin ilk hükümeti olan 9 kişilik Temsil Heyeti’nin de başkanı olmuştur. Erzurum insanı, Mustafa Kemal Paşa’ya 27 Ağustos 1919’da ‘Fahri Hemşehrilik’ payesi vermiş ve Kasım 1919 tarihinde yapılan seçimlerde ise, Son Osmanlı Mebuslar Meclisi’ne de Erzurum Milletvekili olarak yine Gazi Paşa’yı seçmiştir. Bu vesileyle başta Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk, onun silah arkadaşları ve Aziz vatanımız uğruna canlarını seve seve feda eden tüm şehitlerimizi, rahmet ve minnetle anıyor, gazilerimize de şükranlarımı sunuyorum.” Konuşmaların ardından şiirler okundu halk oyunları ve mehteran takımı gösteri yaptı. Etkinlikler kapsamında protokol üyeleri Atatürk Evi’ni gezdi.

Resimler & Fotoğraflar